KENDİNİ BULMAK
Kaybolmamıştı insanoğlu hiç bu zamandaki gibi düşmemişti karanlık kuytulara , ruhunu kaybetti eşyalar dahi döküldü tane tane maneviyat tohumları boz topraklara.Ümitsiz değilsekde kaygılı sıkıntılara zuhur ediyor yaşamlarımız.
Yaşam kalitemizi boyutlandıran nesnel tüccarlık zaaf oluşturuyor kalplerimizde ve ruhumuzda.İstekler soyutlaşmaktan ote somut reflekslere yönelimde.En korkunç olanı ise hayal kurmayı dahi düşünmüyor bir çok insan.
Oysa gökyüzüne dokunmak isteyenin sebepleri olmalı , onca çirkinliğe rağmen güzel yaratılanların tefekküründe kendisini aramalı ve bulmalı.
Bir düşünür der ki ; tüm hicretim kendimden kendime imiş.Sağır bir hayatın içerisinde duyabildiklerimiz bizde değilse kınayan , erteleyen , öfkelenen hiçbir kimseden haz etmeyen kimseler oluruz.Anlamsız sohbetlerin gürültülerinde , gözlerin dokunduğu körlükte bir hiçliğe kapılırız.
Vucudun gıdası gibi ruhunda , kalbinde azaları mevcuttur.Malayani tavırlarla kirli mektupların dar cümleleri gibi kifayetsiz bırakırız yaşamayı.An’da kendini bulmak gecici ve zerafetsizdir.Vuslata sığınan kimsenin kalbi daima güçlü kalır.Bu nedenle insan kendi defterini en güzel şekilde karalamalıdır.