Öylesi
Kumruların sesinde aşılandı ruhum , göğsümde küçük bir el , dokundu sanki ucra köşelerime , vakitsiz doğdu belkide gün ışığı ruhuma aynı sen ben içinde mahpus , sığınak kaldı.
Öylesi sevdimki seni demir parmaklıklar ardına koştu adımlarım , tüm bildiğim yada bildiğimi zannettiğim ezberleri bozdu o güzel gözlerin.
Yokluğuna sarıldığım zamanlarda karlı bir fırtınanın gebe çığlığı koptu her defasında göğsümde , çaldıysam kapılarını defalarca sana değil sadece kendimede geldim.
Alıpda götürürken ölüm meleği sevdiklerimi , bana bıraktı seni , emanetim bil dedi.Ben şimdi kaç lahza göğe saklarım seni de kendimi unutur seni severim bilirmisin…..