Huzuriklimi

Deneme , şiir ve hayatın içinden

Genel

PERVANELER

“Saraylar kurdum gönül bahtına bir tek Seni tanıdım o esrarengiz tufanlarda

Kabirden topladım sana dargın çiçekleri, kokunu verdim şeyda bülbüllerin feryadına

Sarp dağlarımın eteğinde kızıl goncalar sağır kaldı, seni anlatamadan aldılar ellerimden.

Bir bulut ağladı ardından göklerden haykırışlarla ve bir kez daha tuttu nefesini fezayı kıskandıran pervaneler

Vuslat kesik yaralar açtı bağrımda şuh bakışlar kanattı karanlık gölgeleri…

Aklıma mıhlanmış gençliğimin kurak çölleri, tam seni bulmuşken kaybettim zambakları

Yetmedi pervazıma dağılan dumanlar, melal bir sada kasırgalar kopardı dudaklarımın arasından

Küheylan atlar gibi koştum peşine doğru, doruklardan şehriyar gibi düştü dizlerim

Tedailer uzanırken mehtabın cilvesine bu renk, bu eda, bu sessiz intiba, yetimmiş meğer

Gergef işlerdi oysa ruhları bedenler, nerede firaka ramak kalmış düğünler.

Görülmez akşamlardadır rebabın, ebedi ülfetinde kıyıldı nikahım…

Mahşer günündedir ihtilalim, gayret et meşke doğru ey siyahım…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir